Jeopolitik ve Yaptırım Etkisi
ABD ve AB’nin Rusya’ya uyguladığı yaptırımlar, özellikle Rosneft ve Lukoil gibi dev şirketleri hedef alarak küresel petrol ticaretini yeniden şekillendirdi. Türkiye, bu yaptırımlara taraf olmasa da, dolaylı etkilerden kaçınmak adına ticaret rotalarını çeşitlendirme yoluna gidiyor.
Rafinerilerin Stratejik Tepkisi
SOCAR STAR Rafinerisi: Ekim ayında Rus petrolüne yüksek oranda bağımlı iken, Kasım itibarıyla Irak ve Kazakistan gibi alternatif kaynaklara yönelmiş. Bu da tedarik risklerini dağıtma stratejisiyle örtüşüyor.
TÜPRAŞ: Benzer şekilde, ithalatını Irak’a kaydırmış ve Rusya ile bağını tamamen kesmeyi değerlendirdiği aktarılıyor.
Bu tercihler, sadece siyasi baskılar değil; finansal riskler, sigorta ve taşımacılık sorunları gibi teknik faktörlerle de ilgili olabilir.
Riskten Kaçınma ve Uluslararası Baskı
ABD ve AB, Rusya ile ticari ilişkilerini sürdüren ülke ve şirketlere ikincil yaptırım tehdidi yöneltiyor. Bu nedenle, Türkiye’deki rafineriler böyle bir riskten kaçınmak için kendilerini gri alandan uzak tutma refleksi gösteriyor.
Enerji Güvenliği ve Çeşitlendirme Adımı
Bu gelişme, Türkiye’nin enerji politikalarında kaynak çeşitliliğini artırma stratejisiyle örtüşüyor. Kazakistan, Irak gibi ülkelerden yapılan alımlar, hem jeopolitik olarak daha az riskli hem de lojistik olarak sürdürülebilir görülebilir.
Sonuç:
Türkiye’deki rafineriler, doğrudan yaptırıma tabi olmasalar da küresel finans ve ticaret sistemine entegre yapıları nedeniyle Rus petrolünden kademeli olarak uzaklaşıyor. Bu da hem yaptırımların dolaylı etkisini, hem de enerji tedarikinde yeni bir sayfa açıldığını gösteriyor. Ancak bu değişimin maliyet, kalite ve tedarik sürekliliği açısından etkilerinin zamanla netleşeceği unutulmamalı.
Haber; Petrolpiyasasi.com