Araştırmalar, genç kadınların dijital şiddet karşısında en yüksek risk grubunda olduğunu ortaya koyuyor. Konu, toplumsal güvenlik meselesi olarak ele alınırken, güvenli dijital alanın temel bir hak olduğu vurgulanıyor.
Dijitalleşmenin her alanda hızla yayıldığı günümüzde, dijital şiddetin görünmez ancak derin etkileri, özellikle kadınların ve kız çocuklarının yaşamlarını doğrudan şekillendiriyor.
Yapılan son araştırmalar, genç kadınların siber zorbalık, taciz, hakaret, izinsiz görüntü paylaşımı ve ifşa gibi dijital şiddet türlerine en çok maruz kalan grup olduğunu gösteriyor.
Uzmanlar, dijital şiddetin bireylerin psikolojik sağlığını, sosyal yaşamını ve güvenliğini ciddi şekilde tehdit ettiğini belirterek, konunun acilen toplumsal bir güvenlik meselesi olarak ele alınması gerektiğinin altını çiziyor.
“Güvenli Dijital Alan Temel Bir Haktır”
Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Opet Yönetim Kurulu Üyesi Filiz Öztürk, “Güvenli, saygılı ve destekleyici bir dijital alanın herkes için temel hak olduğuna inanıyoruz.
Kadınların ve kız çocuklarının dijital dünyada etkin, görünür ve güçlü bir şekilde var olmasını destekleyen her adımı toplumsal gelişimin ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz” ifadelerini kullandı.
Öztürk’ün vurguladığı üzere, dijital dünyada cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve kadınlara yönelik şiddetin her türlüsünün engellenmesi için toplumun tüm kesimlerine sorumluluk düşüyor.
Kampanya Destek Bekliyor
Opet, konunun aciliyetine ve toplumsal farkındalık ihtiyacına dikkat çekmek amacıyla “Kadına yönelik dijital şiddete #NoktayıKoy” çağrısında bulunarak, bu yöndeki çalışmalara ve dayanışma hareketlerine destek veriyor.
Dijital şiddetle mücadelede; yasal düzenlemelerin güçlendirilmesi, platformların daha etkin denetimi, mağdurlara yönelik destek mekanizmalarının yaygınlaştırılması ve toplumda farkındalığın artırılması hedefleniyor.