Habere başlamadan Bir konuda bilgilendirme yapmak isterim; TP Petrol Dağıtım A.Ş. ile Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı ‘nın iki ayrı kurumdur. birinden ayrılması gerekmektedir.
Bahse konu Haber ve değerlendirme TP Petrol Dağıtım A.Ş ile ilgilidir.
TP Petrol Dağıtım A.Ş 1963 yılında Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın temellerini attığı akaryakıt istasyonları, 2009 yılından itibaren TP Petrol Dağıtım A.Ş. olarak faaliyetlerine devam etti. Nisan 2017 tarihinde Zülfikarlar Holding’e bağlı akaryakıt dağıtım şirketi Turkuaz Petrol tarafından, 2016 yılının en büyük satın almasıyla özelleştirilen TP Petrol Dağıtım A.Ş, bugün faaliyetlerini Türkiye Petrolleri markasıyla sürdürüyor.
Konu ile alakası olmayan; Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO), 1954 yılında hidrokarbon arama, sondaj, üretim, rafineri ve pazarlama faaliyetlerini yürütmek üzere kamu adına kurulmuştur. Kuruluşundan 1983 yılına kadar entegre bir petrol şirketi olarak sektörün pek çok alanında faaliyet göstermiştir. 1983 yılında yapılan yasal düzenlemeler ile faaliyetlerini hidrokarbon arama ve üretim projelerine odaklamıştır.
Son günlerde medyada yer alan ve Türkiye Petrolleri (TP) dağıtım şirketinde 18.476 ton eksik yakıt olduğu yönündeki haberler, sektör profesyonelleri ve kamuoyu nezdinde ciddi soru işaretleri oluşturmuştur. Ancak, bu iddiaların teknik ve sektörel veriler ışığında detaylı bir şekilde incelenmesi gerekmektedir.
Miktarın Gerçekçiliği ve Fizibilite Açısından Değerlendirme:
· Ton/Litre Karışıklığı: Bahsi geçen 18.476 tonluk miktarın, fizibilite açısından gerçek olma ihtimali son derece düşüktür. Söz konusu rakamın 18.476 litre olma olasılığı üzerinde durulmalıdır. Zira 18.476 litre, yaklaşık bir tır yükünün yarısına denk gelmekte olup, bu durum “kesafet” (özgül ağırlık) farklarından kaynaklanan bir sapma olarak değerlendirilebilir.
· Ton Bazında Durum: Eğer iddia edilen miktar 18.476 ton ise, bu miktarın taşınması için yaklaşık 615 adet tır gerekeceği açıktır. Böyle bir miktarın fark edilmeden veya kayıt dışı hareket ettirilmesi teknik olarak mümkün görünmemektedir.
Sektörel Ölçek ve Altyapı Kıyaslaması:
· Gemi Kapasiteleri: Türkiye’deki akaryakıt terminallerine yanaşabilen gemilerin ortalama kapasiteleri 30.000 ton civarındadır. Dolayısıyla, iddia edilen eksik miktar, neredeyse bir tam gemi yükünün yarısına eşdeğerdir.
· Tüketim İstatistikleri: Türkiye’nin yıllık motorin tüketimi göz önüne alındığında, 18.476 ton gibi bir miktarın tek bir dağıtım şirketinde bu denli büyük bir eksik olarak kayıtlara geçmesi, sektörün yıllık tüketim verileri ile kıyaslandığında makul görünmemektedir.
Mevzuat ve Denetim Mekanizmaları:
· EPDK Denetimi: Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), akaryakıt sektöründeki tüm depolama, dağıtım ve satış süreçlerini anlık olarak izlemekte ve kayıt altına almaktadır. Bu denli yüksek miktarda bir ürün hareketliliğinin EPDK sistemlerince tespit edilmemesi teknik olarak mümkün değildir.
· Otomasyon Sistemleri: Sektördeki tüm dağıtım şirketleri ve akaryakıt istasyonları, ürün giriş-çıkışlarını otomasyon sistemleri ile takip etmektedir. Bu sistemlerde büyük çaplı bir tutarsızlığın oluşması ve gözden kaçması ihtimal dışıdır.
İddiaların Muhtemel Kaynağı ve Doğru Bilgilendirme:
· Kesafet Farkı: Akaryakıtların sıcaklık ve basınç gibi faktörlere bağlı olarak hacimlerinde değişiklikler olabilmektedir. Bu durum, “kesafet farkı” olarak adlandırılmakta ve belirli sınırlar içinde normal kabul edilmektedir. Söz konusu iddianın, bu tür bir teknik farkın yanlış yorumlanmasından kaynaklanmış olma ihtimali yüksektir.
· Kamuoyunun Yanlış Yönlendirilmesi: Haberlerde yer alan rakamların netleştirilmemesi ve teknik altyapıdan uzak kişilerce değerlendirilmesi, kamuoyunun yanlış bilgilendirilmesine ve ilgili kurum ile yöneticilerin itibarının zedelenmesine neden olmaktadır.
Hukuki Sürece İlişkin Görüşler:
· Tutuklama Kararı: İddia edilen miktarın gerçek dışı ve abartılı bir şekilde kamuoyuna yansıtılması, hukuki süreçleri ve tutuklama kararlarını etkilemiş olabilir. Konunun, teknik ve hukuki açıdan tarafsız mercilerce ivedilikle incelenmesi ve gerçek verilerin ortaya konulması elzemdir.
· Sorumluluk ve Şeffaflık: İlgili dağıtım şirketinin, rakamların netleştirilmesi ve kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi yönünde açıklama yapması, kanaatimizce sürecin sağlıklı ilerlemesi için faydalı olacaktır.
Sonuç:
Teknik veriler, sektör altyapısı ve mevzuat çerçevesi düşünüldüğünde, 18.476 ton eksik yakıt iddiasının gerçeği yansıtmadığı kanaati oluşmaktadır. Söz konusu rakamın muhtemelen bir birim karışıklığından (litre/ton) veya teknik bir sapmadan (kesafet farkı) kaynaklandığı değerlendirilmektedir. Kamuoyunun doğru bilgiye ulaşması ve itibar zedelenmesinin önüne geçilmesi için konunun ilgili kurum ve uzmanlar tarafından açıklığa kavuşturulması büyük önem arz etmektedir.
Değerlendirme/Haber; Süleyman TOPÇU
İddaya göre, bir dağıtım şirketi, diğer bir dağıtım şirketinin depolarını kiralamıştır ve bu depolara kendi malını depolamıştır. Bahsi geçen depolardan kendisine ait malları bayilerine ve dat kapsamında diğer dağıtıcılara satmaktadır. Deponun yönetimi ise depoyu kiralayan mal sahibi şirkettedir. İddiaya göre mal sahibi şirket, kiraladığı firmanın bilgisi ve izni olmadan zaman içerisinde kiracıya ait malı bayilerine satmıştır. Stok rakamlarında da olmayan malı, var gibi göstermiştir Kiralayan şirket aynı şekilde EPDK’ya da yanlış stok beyanları yapmıştır. Teknik olarak, hali hazırda depoda olan bir ürün, kâğıt oyunları ile el değiştirmiştir. Konu yargı sürecindedir. Kiralayan şirket, kiracıya ait olan malın bedelini öderse, dolandırıcılık davası düşer ancak EPDK’ya yapılan yanlış bildirimlerin sonuçları ne olur, bekleyip göreceğiz.